Pedofili (sübyancılık) sapıklık mı? Hastalık mı?

Pedofili ya da diğer bir adıyla sübyancılık olarak bilinen, yetişkin bir kimsenin ergenlik öncesi çocukları veya yetişkin çocukları cinsel açıdan çekici bulması ve cinsel eğiliminin çocuklara yönelik olmasına neden olan psikoseksüel rahatsızlıktır.

Son yıllarda çocukların cinsel istismarının çok önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu kabul edilmektedir. Çocuk cinsel istismarı nedenleri karmaşık, kısa ve uzun vadede psikolojik yönden ağır olumsuz sonuçların yaşanmasına, bireyin yaşam kalitesini ve yaşam doyumunu olumsuz etkilenmesine neden olan ciddi bir sosyal problemdir.

Çocuğun cinsel istismarı, rıza yaşının altında bulunan bir çocuğun, cinsel açıdan olgun bir yetişkinin cinsel doyumuna yol açacak bir eylem içerisinde yer alması ya da bu duruma göz yumulması olarak tanımlanmaktadır.

Pedofili ise, çocuk istismarı olgularının içinde en çok endişe yaratan tiplerinden birisidir. Pedofilideki temel özellik çocuğun cinsel olarak sömürülmesinin saldırganda bir saplantı olarak bulunması ve bunun bir tesadüf ya da tek bir deneyim olarak değil planlı ve sürekli bir eylem olarak devam etmesidir. Bu pedofilleri diğer istismarcılardan ayıran en önemli farklılıklardandır.

Pedofili, Türkçe’de “çocuk sevgisi” anlamına geliyorsa da tam karşılığı “sübyancılıktır”

Pedofili, genel olarak yetişkinlerin çocukları kullanma eğilimi şeklinde ifade edilmesine karşın,

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre; bir çocuğun, tam olarak anlamadığı, yeterli bilgi veya gelişim düzeyine sahip olmadığı için rıza veremeyeceği ya da kanunlara, toplumun sosyal tabularına uymayan herhangi bir cinsel aktivite içerisinde yer alması olarak tanımlamıştır.

Dürtü kontrol bozukluğu olduğu için psikiyatrik hastalıklar grubu içerisinde yer almaktadır.

Pedofili bir suçtur. Bununla birlikte pedofiller bu eylemlerini bir suç olarak görmeyip kendilerini çocuklardan istem dışı bir şekilde cinsel açıdan hoşlandıklarını ifade ederek bunun altına sığınırlar.

Oysa ki, durum ne olursa olsun çocuk cinsel istismarı çok ciddi bir problemdir. Çocukları etkileyen ve onların çocuklarına da yansıyacak nesillere yayılmış sorunlar ortaya çıkartır. Çocuk cinsel istismarı uzun süreli psikiyatrik sorunlara bağlı yüksek morbidite ve büyük ihtimalle uyuşturucu, intihar gibi sebeplere bağlı, kayıt altına alınamayan yüksek mortalite sebebidir. Pedofili ise, yüksek tekrarlama oranıyla bu sorunları en çok oluşturan klinik durumdur.

Çocuk cinsel istismarı ve pedofili sadece istismarcıyı, kurbanı ve onların ailelerini etkilemez.

Toplumdaki her kesimin huzurunu kaçıran, gerekli önlemler alınmadıkça nesillere yayılan hasarlar veren, halkın devlete duyduğu güveni sarsan adli vakalardır.

Pedofilik vakalar, çocuk cinsel istismarının bir bölümünü oluşturuyor olsa da her çocuk cinsel istismarcısı pedofili bakımından araştırılmalı, cinsel tercihleri sorgulanmalıdır. Pedofillerin, topluma tekrar karıştıklarında eylemlerini devam etmeleri, yaptıklarının yanlış olduğunu düşünmemeleri, farklı şekilde tedavi edilmek ya da en azından baskılanmak zorunda olmaları nedeniyle diğer cinsel istismarcılardan ayrılması elzemdir.

Çoğu zaman resmi kayıtlara geçmeyen, toplum tarafından görmezden gelinen çocuk istismarı karmaşık nedenleri ve trajik sonuçları olan, tıbbi, hukuki, gelişimsel ve psikososyal kapsamlı ciddi bir sorun olmasına rağmen bu konuyu toplumların ve kültürlerin algılayış şekli çok çeşitlidir.

Pedofili üzerine yapılan çalışmaların az sayıda ve pedofiliyi aydınlatmada yetersiz oluşu, pedofillerin toplumun belirli bir sosyoekonomik tabakasına ait olmamaları, kurbanlarını susturmak konusundaki başarıları onların takibini ve gerçek vaka sayısını gizlemektedir.

Ülkemizde ise durum daha da vahimdir. Her açıdan yeterliliği sınırlı adli kadrolar, çocuğa yeteri kadar değer vermeyen kültürel yapı ve var olduğu kanıtlanmış cinsel istismar vakalarında bile caydırıcılığı tartışmalı yargı kararlarının varlığı yüzünden sokaklarda çocukları tehdit edebilecek pedofil sayısını tahmin etmek mümkün değildir.

Pedofili söz konusu olduğunda yapılması gereken, pedofiliyi tanıyan ve ona karşı önlemler alan kanunları hayata geçirmek olmalıdır. Pedofiliyi bilen ve ona tanı koyabilecek, cinsel istismar vakalarından pedofiliyi ayırabilecek medikal ve adli kadronun yetiştirilmesi bu duruma karşı alınacak en temel önlemdir.

Pedofilik bireylerin tanınması aşamasında herhangi bir nedenle sağlık kuruluşuna başvuran/getirilen mağdur çocukların sağlık çalışanları tarafından tanılanması ve ilgili kayıt sistemlerinin takibi son derecede önem arz etmektedir. Çocuk cinsel istismarının fark edilmesi çoğu zaman tesadüfi olsa da şüpheli durumların cinsel istismar ve pedofili vakası olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuğun içinde bulunduğu kötü deneyimi paylaşmaya teşvik, çocuğun ve ailenin mahremiyetine, olayın gizliliğine sadık kalmak ve bildiriminin hukuki yollarca ve ifşa edilmeden yapılması sağlık çalışanlarının olaya multidisipliner yaklaşımını gerektirmektedir.

Şüpheli vakalarda hekim, hemşire ve sosyal hizmet uzmanı tarafından eksiksiz ve tam bir öykü alınması gerekmektedir. Ancak, çocuk istismarı ile ilgili birçok olgu gözükmesine karşın sağlık çalışanlarının bu konuya yeteri kadar eğildiğini söylemek mümkün değildir.

Sağlık çalışanlarının problemin boyutlarını yeteri kadar anlayamaması, cinsel istismar tanısı koymak için yeterli bilgi sahibi olmamaları, olgulara tanı koyma ve rapor hazırlama konusunda isteksizlik ve tıbbi kayıtlardaki ve prosedürlerdeki yetersizlik sağlık çalışanlarının konuya yeterli boyutta eğilmesine engel olan sebepler olarak sayılabilir.

Tüm bu bilgiler ışığında multidisipliner bir yaklaşım gerektiren çocuk cinsel istismarının en trajik boyutu olan pedofili konusunda bilgi düzeyini arttırmak, konunun tanılanabilirliğinin önemini vurgulamak ve toplumun ve kültürlerin konuya karşı algısını uyandırmak gerektiğini düşünüyoruz.

Yararlanılan Kaynaklar:
Alay C, Polat O. Pedofili nedir, ne değildir? Değişen Dünyada Biyoetik. Türkiye Biyoetik Derneği, No: XVIII, İstanbul: 2012; 208-17.
Çam Ş. Çocuk pornografisi tartışmalarına ilişkin sorular. İletişim: Araştırmaları, 2003; 1(2): 55-86.
Çeçen AR. Çocuk cinsel istismarı: sıklığı, etkileri ve okul temelli önleme yolları. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, 2007; 4(1): 1-17.
Dokurer S. Bilişim suçları laboratuvarlarında çocuk pornografisi incelemeleri.
Erdoğan A. Pedofili: klinik özellikleri, nedenleri ve tedavisi. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 2010; 2 (2): 132-60.
Kır E. Çocuklara yönelik cinsel taciz ve istismara karşı önleyici eğitim çalışmaları. İÜHFM C. LXXI, 2013; 1: 785-800.
Ovayolu N, Uçan Ö, Serindağ S. Çocuklarda cinsel istismar ve etkileri. Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, 2007; 2(4):14-22.
Polat O. Tüm boyutlarıyla çocuk istismarı 1: tanımlar. Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2007; ss: 93-158.
Polat O. Tüm boyutlarıyla pedofili. Adli Tıp Bülteni, 2015; 20 (1): 60-70.
—Topbaş M. İnsanlığın büyük bir ayıbı: çocuk istismarı. TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni, 2004; 3 (4): 77.
Zerenler D. Pedofili üzerine iki oyun incelemesi: karatavuk ve donmuş. Turkish Studies, 2015; 10(12): 1339-52.

KAYNAK: Hemsire.Com Nurten ARSLAN - n.arslan@hemsire.com

BİLGİLENDİRME: Yorum ve sorularınız sistem yöneticisi tarafından onayladıktan sonra yayınlanacaktır.

Daha yeni Daha eski

نموذج الاتصال